Atatürk ve Din
Ana Sayfa

Okuyucunun Dikkatine

Kitabın okuyucularına yönelik notlar ve açıklamalar

Atatürkçülüğün din ile ilişkisi konusunda mevcut inanışlarınızla huzur buluyorsanız ve hayallerinizin kâğıttan kuleler gibi yıkılmasından çekiniyorsanız lütfen bu kitabı okuyarak moralinizi bozmayın, aldığınız raftaki yerine yerleştirin. Elinizdeki bu kitabın şimdiye kadar bildiklerinden kuşku duymayan, bu yüzden de araştırma yapmayı gerekli görmeyen ve belge sorma ihtiyacı hissetmeyenlere katacağı hiçbir şey yoktur.

Kanıt arama ve inceleme yapma merakı gelişmemiş insanlar, hayal dünyalarında kendilerine ezberletilen kurgularla mutlu olurlar. Tıpkı anne karnındaki çocuğun dış dünyadan habersiz, kendisini güvende ve huzurlu hissetmesi gibi. Ancak bu kişiler hiçbir zaman gerçekler dünyasına doğamazlar, doğsalar da yaşayamazlar.

Bilinmelidir ki çoğunluğun büyüsüne kapılanlar gerçekleri göremezler. Yanlış bilgi doğrudan daha yaygın olabilir, çok fazla taraftar toplayabilir ama bu onu gerçeğe dönüştürmez. İstatistik veriler asla hakikatin ölçüsü değildir. Etki sahası geniş diye masum ve zararsız sayılamaz, aksine daha yaygın olması tahribat oranını yükseltir. Yalanlar virüs gibi yayılarak bulaştığı beyinleri zehirler. Öyleyse her hâl ve şartta, ne kadar taraftar toplarsa toplasın yalan salgınına karşı kesin ve kararlı bir mücadele verilmelidir.

Araştırmacının tarihe montaj veya makyaj yapma hakkı olmadığı gibi, çeşitli kaygı ve beklentilerle ulaştığı hakikatleri olduğundan farklı göstermesi ya da sansürlemesi de düşünülemez. Unutulmasın ki bilimsel araştırmalarda araştırmacı, ortaya çıkabilecek sonuçların sakıncaları ile ilgilenmez, belli bir kesimi memnun etme ya da birilerinin sinirlerini yıpratma amacı taşımaz.

Bu sebeple çalışmamızda toplumsal hafızamızdaki ezberleri bozan ve zülfiyare dokunan satırlar, önemseyip saygı gösterdiğiniz kişilere tahammül sınırlarınızı zorlayan ağır ve sarsıcı eleştirilerimiz olabilir. Ancak olgun ve serinkanlı okuyucu kitlemizi duygusal patlamalara değil "belgeyle cevap vermeye" davet ediyorum.

Bize ezberletilen, şartlandırıldığımız tüm düşüncelerimizi tekrar gözden geçirelim, soralım, kaynak isteyelim, derin tahliller yapalım. Araştırma yapmanın insana yüklediği en büyük külfetten birisi zaman harcayıp gayret göstermek, diğeri ise ortaya çıkan neticeyi zihinsel rahatımızı bozacak olsa bile kabul etmektir.