9. Atatürk'ün Okuduğu Kitaplarda Neler Var?
Okumak Atatürk'ün hiç vazgeçmediği tutkusudur. 'İlk olarak Zübeyde hanımdan doğan Atatürk, okuduğu kitaplar vesilesi ile tarih tarafından ikinci kez doğurulmuştur.' dersek yanılmış olmayız.
Kütüphanesinde çok sayıda yerli yabancı tanınmış, düşünür/filozofun eseri bulunmaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalara göre "4433 sayıda, 7338 parça eser saptanmıştır."1 Okuyup iade ettikleri ve tespit edilemeyenler de dâhil edildiğinde sayının tahminen 8000 parçaya yaklaştığını söylemek abartı olmayacaktır.2
Mustafa Kemal çok dikkatli bir okuyucudur, sadece okumakla kalmaz âdeta okuduğu kitapla konuşur, tartışır. Okuduğu yerlere (XXX), (XX), (Müh.), (D.) ve başka işaretler koyar, iki ya da tek çizgilerle altlarını/yanlarını çizer, sürekli sayfa kenarlarına notlar düşer ve çok önem verdiği kitapları Türkçeye tercüme ettirir.
Sadi Borak yapılan işaretlemeleri şöyle yorumlar:
"Atatürk'ün okuduğu kitaplarda dikkatini çeken cümleler altına özel işaretler koyduğunu belirtmiştik. Şimdi bu işaretlerin anlamını açıklayalım:
"xx": Önemli,
"xxx": Çok önemli.
"müh.": Mühim.
"ç. müh.": Çok mühim.
"D.": Dikkat.
"?": Belirtilen fikri kabul etmiyor ya da şüpheli görüyor.
Cümlelerin altını bazen kırmızı, bazen da mavi kalemle çizmiştir. Kırmızı kalemle çizdikleri fikri kuvvetli bulduğu ve kendisinin de katıldığı, mavi kalemle çizdikleri ise o fikri beğenmediği anlamına gelir."3
Atatürk'ün okuduğu kitapların neler olduğu, nereleri işaretlediği ve hangilerinin tercüme edildiği konusunda çalışmalar yapılıp, sayfalarına not düştüğü kitaplar derlenmiştir.4
O, "Latince Türkçe Sözlük, Genç Kalınız, Barbarlar, Ordu Komutanı Napolyon, Yugoslavya'nın Doğuşu, Mücevherin Tarihi, Orhun Abideleri, Kadın ve Tanrı" gibi pek çok türden kitabı okumuştur. Biz özellikle yaratılış, dinler tarihi ve İslamiyet hakkında okuduğu kitaplarda dikkatini çekip işaretlediği kısımları aktaracağız.
İşaretlenen kısımlar Atatürk'ün dinler ve yaratılış üzerine düşüncelerini şekillendirmiştir. Bu yüzden Atatürk'ün dinler üzerine ne düşündüğünü merak edenlerin öncelikle bu konuda onun neleri okuduğunu bilmeleri gerekir. Onun zihin dünyasında neler olduğunu öğrenmek isteyenler kütüphanesine bakmalıdır.5
"Biyolojik ve Kültürel Evrim" konusunda Ludwing Bünchner'in "Bilime Göre İnsan" kitabından Atatürk'ün ilgisini çeken satırlar şunlardır:
Mükemmel bir maymun olmak, dejenere6 bir Âdem olmaktan iyidir.7
Bizimkisinden daha üst düzey ve daha mükemmel hangi şekiller halen uyuklama halindedir ve bu evrimin sonucunda hangi şekiller ortaya çıkacaktır bilemiyoruz. Ancak bilimin bizim kesin olarak bilmemize olanak tanıdığı bir husus, bu zamana kadar doğanın insandan daha üst düzeyde, daha mükemmel hiçbir şey üretmemiş olmasıdır8
Hayatın en iyi ve en doğru olduğu şu esnada insan artık tesadüfi bir eylemin yeryüzüne kaza eseri attığı bir varlık değildir; kurallı yasalara tabi olan gelişimi, yeryüzünün gelişimini ve yine yerkürenin genel düzenini takip etmiştir. Doğumundan itibaren kendisini taşıyan ağaca bağımlı çiçek veya meyveler gibi bağlı olduğu doğa ile büyük uyum içinde bir varlıktır.9
Sağladığımız tüm paleontolojik ve jeolojik kanıtlar reddedilseydi dahi, sadece bu gelenekler ve Mısır'da üst düzey bir uygarlığın tartışılmaz şekilde mevcut olduğu olgusu bile bu zamana kadar kabul edilen ve insanlık tarihinin 6000 yıldan fazla olmadığına dayalı görüşün çarpıklığını göstermek için yeterli olurdu.10
... Tüm organize varlıklar gibi insanın gelişimi de ağır ağır gerçekleşmiş, on binlerce yıl sürmüş ve bu esnada sayısız kuşak geçip gitmiştir.11
... Avrupa'daki en eski atamızın yani ilkel insanın hem bedensel hem zihinsel açıdan günümüz insanına göre çok daha düşük düzeyli olduğu sonucuna varılabilir. Diğer bir değişle, bu insanın tamamen kaba ve neredeyse dilsiz vahşi bir varlık olduğu sanılmaktadır12
Belli başlı doğal olayları, coğrafi keşifleri ve iklim değişikliklerini, yabancı bir ırkın yaptığı akınları, işgalleri, savaşı, açlık, ikamet olarak kabul edilen bölgelerden kovulmak, göçler, ticari ilişkilerin başlaması, dilin aşamalı olarak mükemmelleşmesi ve nihayet siyasi veya manevi egemenliği ele geçiren daha yetenekli bazı bireylerin ortaya çıkmasını bu tip etkilere (insanı pasiflikten çıkmaya zorlayan etkiler) örnek olarak verebilirim. Bu tip karşılıklar olmasaydı, ilkel atamızın vahşi hali günümüze kadar devam edebilirdi.13
... Yaşam da dünya da ezeli ve ebedidir, ancak çağlar boyunca yer değiştirmektedir.14
... İnsanların ve yarı insanların ataları olarak akla en yakın biçimde niteleyebileceğimiz yaratık, kinozoik dönem başlarında özellikle yerde yaşayan koşucu maymundu.15
Atatürk evrime ilişkin bu görüşleri aynen benimsemiştir.16 Evrim üzerine sadece bu çalışmalardan yararlanmamış, daha farklı kaynaklara ve araştırmalara da başvurmuştur. Kitabımızın hacmini zorlamamak için bu kadarı ile iktifa ediyoruz.
"Dinler, Peygamberler ve Tanrı Kavramı" üzerine Mustafa Kemal'in dikkatini çeken -daha sonra kendisi ve arkadaşları tarafından benimsenip gözden geçirilerek okul kitaplarına girecek olan- bazı satırlar şunlardır:
İnanılmaz mucizeler, bizi inandırmak için hangi şahitlerden bahsediliyor. Bunlara bizi inandırmak için binlerce seneden beri var olmayan, kendi hayal güçlerinin aldanmış olmalarından ve bunların gözleri önünde mahir sahtekârların yaptıkları hokkabazlıklara aldanmış olduklarından şüphe edilebilirdi. Fakat bu mucizeler, bir devamlı geleneği bize kadar gelmiş olan kitaplarda yazılıdır. Bu kitapları kim yazmıştır. Bunları nakleden ve destekleyen insanlar kimlerdir? Ya dinleri kuranlar yahut din kurucularının ümmetleri yahut alakadarlarıdır.17
Bir mucize, kanıtlanmış bir gerçeğin açıklığını mahvetmeye yetkin midir? Bir adam bütün hastaları iyi etmek, bütün topalları düzeltmek, bir şehrin bütün ölülerini diriltmek, havalara yükselmek, güneşin ve ayın seyir ve hareketini durdurmak sırrına sahip olan bir adam, bütün delaletiyle iki kere ikinin asla dört etmediğine, birin üç olduğuna, üçün ancak bir olduğuna, genişlik ve büyüklüğü ile evreni dolduran bir Allah'ın, bir Yahudinin vücuduna girdiğine, ebedinin bir ölümlü adam gibi olabildiğine, değiştirilemez, her şeyi gören ve yüce olduğu söylenen bir Allah'ın dini hakkında bakış açısını değiştirebilmiş ve kendi eserini yeni bir vahiy ile ıslaha mecbur olabilmiş olmasına beni ikna edebilir mi?18
Fiilen halktan dinini almak ondan hiçbir şey almamaktır.19
(Bütün dinler) Utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiklerini söyleyen adamlar tarafından kurulmuştur.20
Gerek Hz. İsa, gerekse Muhammed, cahil ve her türlü yeniliğe düşman kimselerin arasında yeni bir din yaydılar. Eski ve yaygın bir kısım geleneklere saldırdılar. Oldukça büyük bir maneviyata ve maddiyata zarar verdiler. 21
Muhammed, peygamberlik görevi sırasında özel nedenlere dayanarak, İslamiyet'e Tevrat söylencelerini katmak istemiştir. Bir putperest tapınağı olan Kabe'nin kutsal bir kökeni olduğunu kanıtlamak amacına ulaşmak için İbrahim ve İsmail söylencesi Muhammed'e çok uygun göründü.22
Muhammed'in olası ilham kaynaklarını, Arabistan'ın Hıristiyanlığı benimseyen yerleşikleri arasında değil, Yahudiliğe yönelen kimseler arasında aramak gerekir23
...Muhammed'in din konusunda özellikle yararlandığı haham edebiyatı ve İbrani edebiyatı...24
... İslam bilginlerinin bize, ilahi emrin Muhammed'e doğrudan doğruya vahiy aracılığıyla bildirmiş olduğunu göstermek istedikleri birçok şeylerin, ya yavaş yavaş bir gelişimin ürünü ya da peygamber tarafından belirsiz bir biçimde tespit edilmiş düşüncelerinin geliştirilmişi veya çoğu kez Muhammed'in hiçbir etkisi olmaksızın, daha sonraki zamanlarda ortaya konulmuş düşünceler olduğunu ortaya çıkarmıştır (...) Peygamberin ilk edebi ve dini ürünlerinin bir kısmının kaybolmuş olduğuna kuşku yoktur...25
Var olan surelerden hiç birinin Muhammed'in ulaştığı vahiylerin kesin olarak ilki olduğu söylenemez. Bu sureler Muhammed'e, açık gökyüzünde ortaya çıkmış şimşek gibi, günün birinde birden bire gelmediler. Uzun bir çalışma ve dini düşünüşün ürünü olmuşlardır.26
Allah tarafından özel bir görevi üstlenmiş olmak, bir Resulullah olmak düşüncesi, Muhammed'de ilk zamanlar yoktu. Bu, uzun bir manevi gelişimin en son neticesi olarak ortaya çıktı. (...) Muhammed'in edebi eserleri, bütün felsefi sözleri zamanla ve yavaş yavaş birer vahiy eseri haline geldiler (...) Resulullah olmak düşüncesi, peygamberin kafasında çok sonraları ortaya çıkmış bir sonuçtur. Bu, yaşamının sürdüğü durum ve koşulların, müşriklere karşı mücadelenin, taraftar ve dostlarının bağlılık ve özverilerinin bir etkisiyle olmuştur.27
... Muhammed, kendi düşüncelerini vahiy biçiminde gösterdi...28
Tanrı, Musa'ya ve İsa'ya söylemiş olduğu yalanlardan çok daha fazla doğruyu Muhammed'e açıkladı. O halde Musa'ya ve İsa'ya hitap ederken Tanrı'ya ne olmuştu. Sarhoş mu olmuştu?29
Kur' an ne derin düşünceler, ne de yüce ve sürükleyici bir dilden çıkan şiirsel teoriler ihtiva eder. Ve başkalarından almadığı ve sembolik kılıf giydirdiği problemleri çözmeye de çalışmaz. İslamiyet belki de en sıradan ve en monoton bir dindir, aynı zamanda gelişmeye ve değişmeye de en az açık olandır.30
Dinin en yoğun olduğu dönem ve bölgelerin çoğunlukla tarihten gelen deneylere göre çok sayıda ahlaki suçun sahasını teşkil etmiş ve etmekte olduğunu ortaya koymaktadır. Neredeyse tüm dinlerin tarihleri, çok sayıda kanlı eylemle, son derece tüyler ürpertici sapkın olaylarla doludur.31
Sürekli din ve bilim arasında bocalayan insanlık, bilime yakınlaştığı ölçüde zihinsel, ahlaki ve fiziksek gelişme göstermektedir.32
Eğitimin temeli din değil, bilim olmalıdır. Kamu okullarında din sadece tarihi şekilde ele alınmalıdır.33
Örnekler burada aktaramayacağımız kadar fazladır, tekrar edelim; onun önem verip işaretlediği satırlar kısa bir süre sonra içlerinden seçki yapılarak ders kitaplarında yerini alıp liseli, ortaokullu gençlere okutulacaktır.
Footnotes
-
Atatürk'ün Kitaplığı, Cumhurbaşkanlığı, Aralık 2006, s. 15. ↩
-
Bunların tamamını tüm sayfaları ile okuyup analiz ettiğini iddia etmek akla uzak görünüyor. Neticede yoğun idari işler, toplantılar ve diğer devlet işleri ciddi bir zaman kısıtlaması getirmektedir. Öyleyse Atatürk bu eserlerin bazılarının tamamını, bazılarının çoğunu veya özetini okumuş olabilir ya da sadece dikkatini çeken hususi bir başlığı incelemesi de mümkündür. Ayrıca Atatürk'ün meşhur sofrasına katılanlar da okudukları kitapları onunla paylaşıyorlardı. Sofraya o akşam hangi kitaplar ve konular müzakere edilecekse ona uygun konuklar davet edilirdi. Tüm kitapları tek başına okumuştur ifadesi hiç de mantıklı değildir. Bu konuda müstakil bir çalışma için bkz. Zehra Kardeş, Atatürk'ün Okudukları ve Yazdıkları, Ankara, 2020. ↩
-
Sadi Borak, Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar ve Kitaplığı, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. 11, Sayı: 25, s. 83, Afet İnan, Atatürk'ten Hatıralar, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1950 Basım, s. 53-54. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 24. Cilt. Gürbüz D. Tüfekçi, Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar - Eski ve Yeni Yazılı Türkçe Kitaplar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2 cilt halinde. ↩
-
Zehra Kardeş, Atatürk'ün Okudukları ve Yazdıkları, Omca Yayınları, 1. Basım, s. 75. ↩
-
Dejenere: Yozlaşmış, soysuz, bozulmuş. (TDK). ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 193. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 193. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 130. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 149. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 151. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 154. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 161. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 23, s. 114. (Bu ifade Edmond Pierre'in İnsanlığın Evrimi Kollektif Sentez kitabında geçmektedir). ↩
-
Gürbüz D. Tüfekçi, Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar - Eski ve Yeni Yazılı Türkçe Kitaplar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Basım, c. 1, s. 84. (Bu son ifade Herbert George Wells'e aittir). ↩
-
Zafer Toprak, Atatürk Kurucu Felsefenin Evrimi, 1. Basım, 2020, s. 361-366. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 8, s. 398. İfadeler Jean Meslier'nin bütün dinleri ve Tanrı inancını çürütmek için kaleme aldığı "Le Bon Sens" isimli eserde mevcut olup değineceğimiz üzere eserin tamamı Türkçeye çevrilmiştir. ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 8, s. 399-400. Jean Meslier, "Le Bon Sens". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 8, s. 404. Jean Meslier, "Le Bon Sens". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 8, s. 404. Jean Meslier, "Le Bon Sens". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 142. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 156. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 185. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 189. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 190. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 208. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 3, s. 214. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Gürbüz D. Tüfekçi, Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar - Eski ve Yeni Yazılı Türkçe Kitaplar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Basım, c. 1, s. 341. Leon Caetani "İslam Tarihi". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 19, s. 33. Giorgia Quartara "Kadın ve Tanrı". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 19, s. 99. Reinhart Dozy "İslam Tarihi Üzerine Deneme". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 213. Ludwig Büchner "Bilime Göre İnsan". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 214. Ludwig Büchner "Bilime Göre İnsan". ↩
-
Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar, Anıtkabir Derneği Yayınları, 2001 Basım, c. 22, s. 213. Ludwig Büchner "Bilime Göre İnsan". ↩